kuşatma

Önce yağmur sonra kar yağdı. Arkasından saatte yer yer 50km hıza ulaşan rüzgar henüz taze yapraklardan ibaret olan bitkileri buzdan heykellere dönüştürdü. Güneş buzu yavaş yavaş çözdü. Dün Ahmet abi Lif kabağının içinden çıkan süngeri iledin kozalağına benzetmişti. Sabah yataktan bu sözcükle kalktım; iledin (Ladin için yerel bir söyleyiş)

Bu rüzgara karşı cılız bir odun sobası işe yaramıyor, kalın taş duvarlar da öyle. Arada sobadaki odunları harlayacak reçineli bir kızılçam parçası atıyoruz. O yanıp kendisiyle birlikte çevresindeki her şeyi küle çevirene kadar güzel ısınıyoruz. Oturduğum yerde bacaklarımı sallayarak vücudumun ısısını korumaya çalışıyor, hem iledinin hem de bahardan kalma bir çiçeğinin insafına sığınıyorum. Boz sarmaşık’ı düşünmenin, iledin demenin yaydığı sıcaklığın kızılçam çırasından geri kalır yanı yok.

Yaylalara bir bahar ziyareti yaparken karşılaşmıştık Boz sarmaşık’la (Convolvulus galaticus). Daha oranın erken baharıydı ve hava da tıpkı bugünkü gibi rüzgarlıydı. O ise güneşte pembe gölgede mor rengiylen nadasa bırakılmış tarlaları ısıtıyordu. Convolvulus cinsinin genel Türkçe adı tarla sarmaşığı. Ad, cinsin bazı üyelerinin yer üstünde bazılarının da yer altında bir sarmaşık gibi büyümesinden ilham almış olmalı. Diğer özellikleri yanında çanak yapraklara gösterilecek dikkat türleri birbirinden ayırmanın anahtarı. Bitkimizde oval, dar tepeli ve yoğun tüylü. Çok yıllık olması ve yerde bir yastık oluşturmasını da unutmayalım. Yeşiller arasında pembe/mor bir yastık. Kendini gösterme, ben buradayım deme şekli bu, ot deyip geçmezseniz.

Gerçi bir kitapta Çırçır otu’na yer ayrıldığını gördüğümden beri Boz sarmaşığı kimin gördüğü, kimin ot deyip geçtiğini tınmıyorum artık. Çırçır otu ki insanın ilgisine mazhar olamayacak kadar küçük. Bu yüzden Leopold “Bir keresinde bir botanikçi ona Latince bir isim verdi, sonra unuttu gitti” diye düşünmüş. Takır takır sözcüklerle kuşatılmamış bu sayede. Boz sarmaşık ise Çırçır otu’na kıyasla hem gösterişli hem de çiçeğinden köküne kadar faydalı. Çoktan kuşatılmış çevresi. Marmara bölgesi dışında her bölgede yetişen bir endemik olması eş, dost sayısını da arttırmış olmalı. Tek sorun yüksekleri sevmesi olabilir. Yaban keçisini, domuzu, kurdu, geyiği sürdüğümüz, ormanlarını kestiğimiz, köylüsünü şehire kovduğumuz, maden açtığımız 880-2000 rakımları arasında azıcık rahat bırakılmış çam ormanları, bozkır açıklıkları, taşlık yamaçlar, çayırlıklar, ekili ve nadas tarlalarında, genellikle de kalkerli yerlerde yaşıyor.

Tuzlacı’nın verdiği bilgilere göre körpe bitkinin toprak üstü kısımlarıyla pişirilerek yemek yapılabiliyor. Yaprakları hayvan yemi olarak, bitki sütü müshil, safra söktürücü ve kurt düşürücü olarak, çiçeklerinden yapılan lapa veya infüzyon olarak yapılan gargara diş ağrısının giderilmesinde, köklerinden hazırlanan dekoksiyon müshil etki için kullanılıyor.

İnfüzyon: Kimyasal bileşiklerin ya da aromaların, su, yağ ya da alkol gibi bir çözücü madde içinde bitkiden özütlenmesi işlemi.
Dekoksiyon: Kaynatarak özütleme işlemi.

Kaynaklar

Yukarıya kaydır