Bu nasıl bir koku kızılbacak (Dysphania botrys)? Tıpkı senin gibi yapışkan, kendiliğinden gitmeyenlerden. Toprak üstü gövdesinin tabana yakan bölümü genellikle kızıl olduğu için “kızılbacak” demişler adına. Hem besin bitkisi hem tıbbi bitki, hem doğal boyamada hem de kokusu için kullanılıyor.
Köyde sık sık verilen hayır yemekleri için kullanılan strafor tabaklar, yerlinin deyimiyle ormana “kaydırılıveriyor”. Böyle bir çöp yığınına komşu, kızılbacak.
Her köyün çöple baş etme şekli farklı. Kimi derelere atıyor, kimi çalılıkların ardında gizliyor, kimi çukur kazıp gömüyor, kimi yakıyor. Bazen iki, üç yöntem birden. Genelde tanık olduğum bütün yöntemler çöpü göz önünden uzaklaştırmaya, yok olmayanla savaşmaya dayalıydı. Oysa burada çöpler aleni bir şekilde göz önünde sergileniyor, evlerin arasında, bahçelerde rüzgarla birlikte seğirtiyor. Gerine gerine çalılara, çit direklerine, dikenli tellere tutunuyor. Keçiler ve koyunlar minik naylon parçalarını çakır dikeniyle birlikte mideye indiriyor. Hemen her şeyi yiyen tavuklar, evlerin önünde gezinip bazen uluyarak, bazen havlayarak kendini hatırlatan köpekler, fareleri, kertenkeleleri tükenmiş kediler, bostandan domates toplayıp salça yapan, yevmiyeye giden, traktörüne binip toz kaldıran insanlar naylon geviyor.
Yine de parçalanıp toza dönüşebilir, içlerinde çıkacak bir alıcın, çakal eriğinin, ahlatın her sonbahar dökülen yaprakları bütün kiri örtebilirdi, yerine durmadan yenisi gelmeseydi. Şimdiyse çöp bugün olmazsa yarın köyle birlikte tüm ormanı yutacak gibi görünüyor.
Çöplüğü bastırsa ya, kızılbacağın nedense bir sirken türünden beklemediğim kokusu. Öyle mi ya, ayakların toprağa bassın diye var, usanmadan dünyaya çağırıyor.
Sinonimi: Chenopodium botrys