Türkiye’de Yeryüzü Pazarı’nın dördüncüsü Tarsus’ta kuruldu. Ben daha çok zannediyordum ama öyle değilmiş. @preserved_slowfood_tarsus ‘un emekleri sayesinde. 1 sene yaşadığım ve çok sevdiğim Tarsus’ta, sağlıklı gıdaya ulaşabilmek için bir mekan düşleyen ve bunu hayata geçiren herkese çok teşekkür ederim. Yapılan araştırmalardan biliyoruz ki tarım zehirlerinin %70’e yakını Akdeniz’de kullanılıyor. Akdeniz’le medeniyetin beşiği olmasıyla övünülür ya, işte o medeniyetin böyle de bir faturası var. Dolaylı veya doğrudan burada yaşayan, burada esen rüzgarların yaladığı herkesin ödemek zorunda bırakıldığı; canıyla, sağlığıyla. Beden bütünlüğünün ne demek olduğunu ve bunu kaybedince zehire boğulan bir dünyada nasıl yordamsız bırakıldığımızı anlamak zor olabilir, bu emeklere değer vermek anlamlı görünmeyebilir kimine. Kimi, eğer buradaysan lütfen tek bir gıdanı yetiştirmeyi dene. Saksıda, refüjde, parkta, bahçede nerede olursa.
Yerel pazarlara, yerel üreticilere bir mekan tahsis ettiği, birbirleriyle tanışmasını, yakınlaşmasını sağladığı için önem veriyorum. Bir geçime dönüşür, dönüşmez o katılımın devam ettirilip ettirilemeyeceğine bağlı. Bu da başka birçok parametreye. Mekan; kim nerede, ne yapıyor, neye yetişemiyor, neyi yapmayı hayal ediyor veya yapmış, öğrenme imkanı sağlıyor. Yaklaşık 8 saat gibi bir süre içinde hem tezgahta durup hem de bunu yapmak zor. Ama bu rutin bir eylem olduğunda Yeryüzü pazarı’ndan belki tahmin bile edemeyeceğimiz yeni sürgünler, taze filizler çıkacak, çıktı bile.
Pazara katılanlar işin bürokrasisi ile tanışma imkanı da buldular. Tarlabaşı soylulaştırılırken yıkılan bir binanın duvarında “fotoğraf çekmelere doyamadınız” yazıyordu. Benim tanışmalardan aklımda kalan tek şey bu oldu; “kilik, kilik, flaş flaş” İşin gösterisinin içeriğinin önüne geçmeyeceği bir zihniyetin doğabilmesi için kırıntı halinde bir umutla, Tarlabaşı’nın eski yerleşiklerinin bu notunu paylaşmak istedim. Çünkü gösteri öne çıktığında tezgahta duran her ürün gösteriye dönüşüyor. Ama işte ben de bir fotoğraf paylaşıyorum. Mutfakta neler olduğunu en azından kendi mutfağımın bir dalına konarak ötmeye devam edeceğim.
Mekanı paylaşmaktan gurur duyduğum tezgahdaşlarıma Mersin Yabanları Dükalığı’ndan @bediz_ylmz ve @serdarkeskinofficial’a, @citta_gida’ya, “Saklı Orman” la ruhu oralarda dolanan @ekofilyayinlari’na ve “Menü” adındaki dergileriyle tezgahımızı umutlandıran @kulturhane.mersin’e selamlar, sevgiler.