yazbaşı bahçesinde, kimi otlar arasında

Güzel kız böceği tüy gibi hafif. Kızılağacın yaprağı onu taşıyor.

Yol bir bahçeden öteki bahçeye gidiyor. Benim bahçe çoğunlukla geçici mevsimlikleri ağırlıyor ve kimi misafirliği uzun olanları. Bazı pırasaları sökmeye elim varmadı, çiçeklerini görmek herkese iyi gelir; domatese de, şalbaya da, civan perçemine de.

Yerleşik bahçelere ise tohumdan ektiğim yaban bitkileri taşıyıp durdum. Ziyaret ettikçe görüyorum; tutunmuş, iki yaprak daha büyümüş, iki yaprak daha; misk adaçayı, topuz şalba, çalba, honaz pisiktetiği, alanevruz otu, fatmaana otu, yörük gülü, lavantin, zahter, ayaklı şalba, ibikli adaçayı, ak galabor…

-Sizde bir ballıbabagiller düşkünlüğü seziyorum.

Bu karabaş otu Silifke’de sürünüyordu. Kireçli toprakta bembeyazdı yaprakları. Sanki başka bir türe bakıyordum. Büyümedi, ölmedi de. Her bahar küçük, cılız çiçekler açıp görevini başından savdı. Bayramiç’e taşınma planları yaparken ona güzel haberi verdim; “Daha çok sevebileceğin bir yere gidiyoruz” Bir sevindi bir sevindi, görün.

Kızılbacak (Amaranthus retroflexus). Fotoğrafta göreceğiniz gibi bitkiyi topraktan söktüğümüzde toprak altı gövde hatta azıcık üstü kızıl/pembe renklidir. Bu yüzden kızılbacak veya kızılbacaklı tilkikuyruğu. Bayramiç yöresinde yapılan bir etnobotanik çalışmasına göre*;

  • Bitkinin körpe toprak üstü kısımları yağda soğanla birlikte kavrulup yemek yapılır (Evciler, Karaköy ).
  • Bitkinin körpe toprak üstü kısımları börek yapılır (Evciler).
  • Yapraklar haşlanıp zeytinyağı, limon suyu katılıp salata yapılır (Evciler).

Bir diğer yazbaşının yabani yenilebilir bitkisi; sirken, aksirken, kazayağı, unluca, küllü pancar, yabani ıspanak (Chenopodium album)

Unlu gibi görünür. Bu yüzden “unluca” adı bence ona yakıştırılmış en güzel ad. Bitkinin görünümüne dair bir şey söylüyor. Chenopodium türlerine aşina olanlar için yaprakları çok karakteristiktir. Toplarken eliniz serinler. Haşlama bitki kavurması, börek, gözleme, pirinçli veya mercimekli yemeği, çiğ olarak salatası, kurutularak çorbası yapılır.

Gülhatmiler 2.5 metre boyunda. Yanlarında küçülüyorum. Gülhatmiler arasından dünyaya bakınca dünya bir başka görünüyor. Biri Bayramiç’teki bahçesini sırf bu iş için tahsis etmeli ve orada “Gülhatmiler Arasından Dünyaya Bakma Festivali” düzenlenmeli. Gördüğüm haklarında konuşmaya yetmez ama burada bu kadar uzun, burada bu kadar azman gülhatmiler. Yazdım ve ciddiye alacak birini bekliyorum.

Bu bahçede bahar sarmaşığı yok ama kardeşi var; akasma (Clematis vitalba) Bu sarmaşık neden bir yasemin gibi ağırlanmaz. Akasmalar akşam saatlerinde buhurdanlık gibi.

Ben burayı bahçenin hemen her yerini kaplayan tarla sarmaşığından temizlemiş, yabani tohumlarıma yer açmıştım. Tarla sarmaşığı benimle bir güzel dalga geçti. Her seferinde kimi yabani bitkilerle ilgili acayip yanılıyorum. Geri çekilebiceklerini, ayaklarını biraz toplayacaklarını düşünüyor, anlamsız çabalara girişiyorum. Sanırım tüm bunlar toprağa elini daldırmak, tohumları eline almak istemenin ağır basmasıyla ilgili. Yoksa biliyorum ne olacağını.

Yabani derme (Marrubium peregrinum) Bayramiç’te tanıştığım ilk bitki. Gri, unlu bitkileri çok seviyorum. Daha azlar ve birçok bitkinin izlediği yoldan farklı bir yol izlemişler. Otçullar açısından cazip olmayan bir görünüm veriyor gri olmaları. Sanki hasta veya solmuş gibiler. Oradalar ama gizleniyorlar. Aşırı sıcaklardan ve güneş ışığından da korunuyorlar böylece. Suya da daha az ihtiyaçları oluyor; pelin otu gibi, lavantin gibi, kimi sığır kuyrukları gibi. Onlara bahçelerde daha fazla yer açmak için çok sebep saydım.

* BAYRAMİÇ (ÇANAKKALE) YÖRESİNDE ETNOBOTANİK ARAŞTIRMALAR – GİZEM EMRE BULUT DOKTORA TEZİ

Yukarıya kaydır