Geçen sene 30 Ekim’de kuru çiçeklerini görüp “kurumuş hali bu kadar güzelse çiçeğin rengi henüz uçmamışken nasıldır?” diye sormuştum. Nasıl mıdır? İşte böyle. Bırak rengini üzerine bir de koku almış, bahar boyunca gidip gelip kokladım. O kadar çok üzerinde düşünülmemiş, dile girmemiş, hatta dilin içinde yaşıyorken sürülmüş bitki var ki. Bu benim de konuşmamı zorlaştırıyor. Ne anlatacağım onun hakkında? Yetiştiği yerin çoraklığıyla tezat oluşturan cömertliğinden, kokusundan, cakasından içimde sönmeyen bir ateş yaktığını mı? Evet bunu. Akdeniz, İç Anadolu ve Türkiye’nin doğu yarısında dolananlar için bir karşılaşma diliyorum, hem başınız bulutlara yaklaşır. Görebilmek için 450-1800 rakımları arasında gezinmeniz gerekecek çünkü.
Türkiye’de Geven cinsi kalabalık ve birçoğu da endemik olduğu için yanlarına yaklaşıp ‘bu şudur’ demek zor. Bunlardan 156 tanesinin tanı anahtarı ve fotoğrafları, “Türkiye Bitkileri” sitesinde sergileniyor. Tanıdan ve gözlemlerimden yola çıkarak Sarıponpon (Astragalus macrocephalus) olabileceğini düşündüm. Geçen sene ekip kendi haline bıraktığım tohumlardan yüzünü gösteren olmadı. Ama tohumu sevindirecek yağmur da yağmadı. İnternette ilk yapraklara ait bir görseli olduğuna göre tohumdan yetiştirenler var. Bence toprak altında uygun anı kolluyorlar. Olmadı tekrar tekrar dener, çorbayı içene kadar beklerim tekkenin kapısında.
Halk hekimliğinde, eczacılıkta, kağıt yapımında, ebru sanatında, kitre bebeklerin yapımında, çeşitli sanayi dallarında kıvam arttırıcı olarak kullanılan Kitre’yi de gevenlere borçluyuz. Temmuz ortasından sonra Geven gövdelerine atılan meyilli çiziklerden elde edilen Kitre, 10-21 gün sonra toplanır. Türkiye’de en çok Astragalus microcephalus, Astragalus gummifer, Astragalus kurdicus, Astragalus brachycalyx türlerinden elde edilir. Elde edilirmiş demek daha doğru belki de. Kırdan kente göç geleneksel faaliyetlerin de ya azalmasına ya da yokolmasına sebep oluyor.
Hayvanlar ve insanlar için besin değerleri, böcekler için barınak bir bitki olması, tıbbi kullanımlarının yanısıra kapladıkları alanın 2 veya 4 katını toprak kaymalarına karşı korumalarıyla da eşşiz bitkilerdir gevenler. Köklerini 3-5 metre derine gönderebilirler. Aynı zamanda toprak örtücüdürler. Kızılçamların, makiliklerin bitip de kayaların, taş yığınlarının üzerinde yalnız ardıçların görünmeye başladığı coğrafyaya eğer rahat bırakılırsa gevenler bekçilik eder.