Yabanda yetişen bir anason türü. Hangisi ola ki? Bir süre demlendikten sonra Maydanozgillere dalmam gerekti. Bitkileri “bilimsel” olarak tanımaya çalışma sürecinden keyifli hikâyeler çıkarmak çok zor ve belki gerekli de değil. Çok ısrar ederseniz genellikle teknik, resmi bir dilin gündelik dile tercümesini yapmaya çalışırken buluyorsunuz kendinizi oysa bu dilin gündelik dilde bir karşılığı yok. Neyse ki yemeklerimize anason katarken, herhangi bir kullanımı için onu damağımıza davet ederken, karşısına geçip endamını izlerken bu dile başvurmak zorunda değiliz.
Kullanılan dil, günlük eylemlerimizden ne kadar uzaksa söz konusu uğraş o kadar uzmanlaşmış oluyor. Üstelik “bilen dili” insanı yıldızlı bir gece altına serecek kudrete de sahip değil. Örneğin anasona “insancıl, iyi yürekli bir ottur” diyen İlhan Berk’in yanına bile yaklaşamaz. Öte yandan bu dilin, dolayısıyla dünyayı böyle kavramanın yıldızlı bir geceye ulaşmaya engel olmadığını da biliyoruz, kendine nice gökyüzleri yaratmış insanlar olduğuna göre… Anlam, kullanılan kelimelerle veya kelimelerin nasıl kullanıldığıyla ilgili değil de, kullanılmayan kelimelerle veya kelimelerin anlatmayı beceremediğine bakmakla ilgili bir şey.
Anason (Pimpinella anisum) bu kadar ünlü olmasa hanifecik otu (Pimpinella isaurica) pek kimsenin ilgisini cezbetmeyebilirdi. Örneğin anason dışında kalan tüm pimpinella türleri içerdikleri bileşikler açısından incelenmiş, acaba onların da tarımı yapılabilir mi, işe yararlar mı düşüncesiyle. Her bir ot bu yükü nasıl taşıyor acaba? Gerçi anavatanı Akdeniz olan anasona dönük ilgi de azalıyormuş. Anasonun en güçlü tat bileşeni olan anetol yıldız anasonda da (Illicium verum) var. Bu türün üretimi daha kolay olduğu için git git vazgeçiliyormuş anasondan. “Eşdeğeriyle yan yana yürürken/Cehennem sokağında birey olmak” diyordu ya, Süreya. Bu dizeler anasonu da ilgilendiriyor. İnsana göre anasonun eşdeğeri yıldız anason. Bütün eşdeğerler insan için değil mi zaten? Oysa yumurtalarını anasonun üzerine bırakan kimi kelebek ve güve kelebekleri için anasonun eşdeğeri yok. Örneğin hanifecik otunun (Pimpinella isaurica) iki alt türü de endemik. Sadece Doğu Akdeniz’de ve İç Anadolu’nun güneyinde yaşıyorlar. İnsan dışında bütün dünya böyle bir benzersizliğe, biricikliğe aşina, dost, yoldaş. Ne dağının ne nehrinin ne toprağının ne otunun yerine eşdeğerini koymayı düşünmüyor hiç kimse.
Ve ben bu bitkiyi koklamadım, şu dalgınlığa bak.
Hangi pimpinella?
Maydanozgillerde anasonu (Pimpinella sp.) tanıyabilmek daha doğrusu maydanozgilleri birbirinden ayırabilmek için birçok karaktere dikkat ediliyor; taban yapraklarına, meyveye, çok yıllık, tek yıllık veya iki yıllık olmasına, taç yaprakların rengine… Olgun meyveyle olgun olmayan meyve aynı özellikleri göstermeyebileceği için özellikle olgun meyvenin gözlemlenmesi, taban yaprakları bitki meyvelerini olgunlaştırdığında kurumuş olabileceği için yaprakların daha erken bir zamanda gözlemlenmesi gerekiyor. Yani bir maydanozgili tanımak için bitkiyi sık sık ziyaret ediyoruz. Daha iyisi ise yamacında yaşamak olur.
Aslında ben daha çok yamacında yaşayabildiğim bitkileri gözlemlesem de bu öyle bir merak ki durduğu yerde kalmıyor. Genişlemek, yayılmak istiyor. Yola düştüğümde yanından geçtiğim bir bitkiyle de tanışabilmek istiyorum. Pimpinella isaurica ile böyle karşılaştık. Önce dikkatli bir şekilde çalışmadığım için Pimpinella tragium olduğunu düşünmüştüm. Neyse ki “Flora” grubundan Ahmet Duran hocamız tür tayininde yardımcı oldu.
Anasonlar; taç yaprağı rengi, meyve ve taç yaprağı örtüsü ve yaşam biçimi (tek yıllık, iki yıllık, çok yıllık) temelinde türlere ayrılıyor. Özetle bitkimizin taç yaprakları beyaz, çiçek veya çiçek durumu tabanında pulsu veya yapraksı organ (brakte) ve brakte ile çiçek arasında çiçek sapı üzerinde pulsu bir organ (brakteol) bulunmuyor, tabanda odunsu olmasıyla çok yıllık gibi görünüyor, meyveler tüylü. O halde tanıya göre 5 pimpinella türünden biri olmalı. 5 tür arasında bileşik şemsiyedeki basit şemsiyeciklerin her biri 10-20 çiçekli, meyve 1,5-2 mm uzunluğunda olduğu için geriye iki tür kalıyor; Pimpinella isaurica ve Pimpinella tragium. Tabii bu arada bir dahaki sefere meyveyi ölçmem gerektiğini unutmamayı diliyorum.
Tanıya yardımcı olacak belirgin iki karakteri fotoğraflayabilmişim. P. isaurica’da taç yaprakların tüm sırt yüzeyi yoğun tüylüyken, P. tragium’da sadece sırt yüzeyinin merkezi tüylü, kenarlar tüysüz oluyor. İkincisi P. isaurica’da çiçek durumunun yan dalları, ana ekseni yan dallardan daha uzun olacak biçimde dallanmışken (panikula), P. tragium’da çiçek durumunun yan dalları, sadece terminal şemsiye şeklinde oluyor.
Neden P. tragium değil de P. isaurica olduğunu hocamıza da sorabilirdim ama benim için bir nevi çivi yazısına benzeyen metinler içinde cevabı bulmak çok daha keyifli.
Kaynak: P.H. Davis “Flora of Turkey” PDF-4.cilt
Anason (Pimpinella anisum) hakkında iki okuma/dinleme önerisi;
“İnsancıl, iyi yürekli bir ot”, Nazlı Pişkin; https://iwsa.com.tr/yeme-icme-kulturu-site/gastronomi-kulturu-site/1-konu-1yazar-site/Sayfalar/1-KONU-1-YAZAR-NAZLI-P%C4%B0%C5%9EK%C4%B0N,-ANASON.aspx
Yeni haller, “Anason: Bir sevda otu”, Özgür Mumcu ve Eray Özer; https://open.spotify.com/episode/00tdZ3vttssjdBYTWjyFnj