Keçilerden paçayı kurtarmış bir yolun yamacında ışık topluyor, ak taşyoncası (Melilotus albus). Asfalt bir yolun kenarındasınız. Yani sürekli rahatsız ediliyorsunuz; alt üst oluşlarla. Kimi zaman yaşadığınız açıklık genişletiliyor, kimi zaman biçiliyorsunuz. Serinizde göçebelik olmasa, yaşamak için bunca iştahlı olmasanız çekilecek dert değil. Neyse ki bitkilerin tek zaman birimi; şimdi.
Cinsin genel özellikleri yanında beyaz çiçekleri türün tanınmasını sağlıyor. Genelde diğer Melilotus üyeleri sarı çiçekli olurken bir tane endemik alacalısı, bir de Karadeniz’de yaşayan beyazı var.
Keçiler kaçırdıysa da arılar bulmuş ve tüm kovanı toplamıştır başına. Cins adı “Melilotus” bal lotusu anlamına geliyor çünkü. Birçok baklagil gibi uygun ortam bulduğunda toprağa azot bağlıyor, yeşil gübre olarak kullanılabiliyor.
PFAF veritabınında besin ve boyama için ve tıbbi olarak kullanıldığı, kuru bitki için ise zehirli olabileceği uyarısı yapılmış. Sebep de “kumarin”. Melilotus cinsi bitkiler doğal kumarin kaynakları arasında sayılıyor. Aldığım bir dal çiçek kuruyunca tıpkı mahlep tozu ve Antakya’da buhur olarak kullanılan mahlep çekirdeği gibi koktu. Ortaklıklarını kumarine borçlular. Halbuki mahlep tozunu pastalarda, çöreklerde kullanıyoruz. Kumarin, dahili olarak alındığında kanın pıhtılaşmasını engelleyebiliyor, bu özelliğiyle ilaçlarda da kullanılıyor. Ancak bedenimiz kumarini daha zararsız olan başka bir bileşiğe çevirebiliyor. Ayrıca bitkilerin içerdiği diğer bileşikler, zehirli sayılabilecek bileşikleri dengeleyebiliyor. Bu yüzden bazı bilim insanları izole edilmiş bileşikler yerine bitkilerin tamamının kullanılmasının önemine vurgu yapıyor.
Buradan gıdanın kimyasına yol gider. Önümüzdeki tek yol da bu galiba. Belki de tüm bir şey görmeye dayanamadığımız için her şeyi atomlarına ayırıyoruz. Fasulyeye bakınca sadece “lektin” görmekten yorulacağımız günler gelmedi daha ama sorun lektin de değil, fasulyenin sağlıklı koşullarda mı yetiştirildiği; suyu, havası, toprağı, kullanılan tohumu.
Ak taşyoncasına mikro-skop. Bilmeyen tanısın diye. Yoksa 2,5 metrelik boyuyla kolay değil gürültüye gitmesi.