gülü gördüm daha

“Ta şorda ‘Mihrap’, o tarafta da ‘Gögebakan’ dirdik, ormanlar var ıdı. Onların başında bulut toplaşmaya başladı mı, yağmur yağacak dirdik. O yağmur 15 gün durmaz idi.”

Mihrap’ı da Göğebakan’ı da öldürdüler. 48 gün oldu yağmur düşmeyeli. Gündemim 10 günlük. Önümüzdeki 10 günü gösteriyor hava raporları. Bugün hava kapalı. Belki.. Belki yarın ve ertesi gün yağmur yağacakmış. Yağsa iyi olur. Gezmekle geçirdiğim baharı evde geçiriyorum. Sorun sadece bahçe değil, dağ. Yüzünü gösteremeyen ot çok. Biriktirdiğini açan soğanlı, yumrulu bitkiler görünüyor da, doğmak için yağmuru bekleyen suspus.

Başka biri katılıyor muhabbete, “ohooo, biz bu kuraklığı 10 senedir yaşıyoruz Elbistan’da. Hemen yanımızda Nurhak var, ormanı var. Oraya yağmur düşer, bize düşmez. Buğday bile ekemez olduk. Parası olan buğdayı sulayarak yetiştirir. Siz daha yeni görüyorsunuz.”

Şehre indiğimde 7 senedir ilk kez Göksu nehrinin suyunu azalmış gördüm. Yaz kış çağlayan nehir küçülmüş. Yaylaya ekim kısıtlaması getirilmiş. “Ekmeyin, sulayamazsınız” demiş sonuç memurları.

“Bir kere tamamen kurudu diye anlatırdı büyüklerimiz”, dibindeki toprak çatlamış. 3-4 sene yağmur yağmamış. Kıtlık yılı derlermiş adına.

Buranın kuraklık hafızasını öğrenmeye çalışıyorum. Sanki kimse yağmurun yağmadığından şikayetçi değil. Bulutun yokluğuna hazır.

“Babam sofradaki en küçük kırıntıyı bile ağzına atardı” Niye böyle yapıyorsun baba? diye sorduğumuzda, “oğlum biz kıtlık gördük” derdi.

Ben gülü gördüm daha.

Son fotoğraf yaklaşık 1,5 yıl sonra çıkan ayı gülünün ilk yaprakları.

Yukarıya kaydır