görme zamanı

6 Haziran 2019

Kantaron hakkında çok konuştum şimdi onu görme zamanı. Yabanda bitmiş bir kantaronu nasıl tanırız? Tanıyalım ki birazcık tohumundan alıp bahçeye ekelim, değil mi? Tıbbi olarak en çok kulanılan türlerden biri Hypericum perforatum’dur. Sarı kantaron, binbirdelik otu, koyunkıran, kılıç otu adlarıyla bilinir.

  1. Yapraklar gölgede mat, ışığa tutulunca delikli gibi görünen noktalara sahiptir. Tür adı “perforatum” buradan alır kökenini. “Delikli” demektir. Binbirdelik otu da diyoruz ya.
  2. Yaprak arkasında siyah salgı bezleri vardır. Yapraklar dalda karşılıklı dizilmiştir.
  3. Gövdede siyah salgı bezleri vardır.
  4. Boyu 1 metre büyüyebilir, yukarıya doğru piramide benzer bir dallanma gösterir.
  5. Çanak yapraklar sivridir ve üzerinde salgı bezleri vardır.
  6. Çiçekler parlak sarı, 5 yapraklı ve özellikle yaprak kenarlarında ve erkek organlarda görülen salgı bezlerine sahiptir.
  7. Kök sarmaşık türü rizomlara sahiptir. Boğumlardan saçak kökler sürer.

Bir de işte uzaktan yeni dağılmış okul önü gibi görünür çiçek tepeleri. Biri sınıftan çoktan çıkmışken, öteki kapalı kutudan koşarak çıkıp henüz güneşi görecektir. Genelde küçüklü, büyüklü topluluklar halinde yetişirler.

Bu arada buraya yerleştiğimden beri gördüğüm ilk binbirdelik otu topluluğu bu oldu. Her kantarona koşmuştum ama anlaşılmıştı ki bu bizimki değil. Sonunda karşılaştık. Eğer keçi kardeşler bırakırsa sonbaharda tohumundan taşıyacağım bahçeye. Şöyle çamlara yakın yarı gölge, su birikmeyen bir yer bulduk mu tamamdır.

Yaban bitkilerini şifaları için veya besin olarak toplamak, toplayabilmek gerçekten çok güzel bir uğraş. Ben de bu yolda kendimi eğitmeye, öğrenmeye çalışıyorum. Alaylı değilim ne de olsa. Kantaron toplayıp yağda bekletip yağını satmaya çalışmışlığım da var. O vakitler yaşadığımız çiftlikte yetişen ürünlerden veya yabandan topladıklarımızdan geçimimizi sağlayabilecek bir gelir elde etmeye çalışıyorduk. Biz de ürettiklerimizi topluluklara veya eş-dost çevresine ulaştırmayı denedik. Oldu, olmadı ayrı konu ama kantaron topladığımda Türkiye’de 96 farklı tür kantaron yetiştiğini bilmiyordum. Kantaron dediğin bir tane olurdu, onu da işte topluyorduk. Neyse ki kantaron yağının bulunduğu büyücek bir kavanozu kedi kırdı, küçük olanı kendimiz kullandık da kimsenin üzerinde test etmemiş olduk. Bu cesareti seviyor ve özlüyorum. Lakin artık hıza kaçmak olduğunu da görebiliyorum. Bir geçim baskısı içinde yaşarken ticaretin adalete, hızlı olma zorunluluğunun yavaş olma isteğine galebe çalacağını düşünmem de o yüzden, ama bu da başka bir konu.

“Sarı kantaron” adıyla bilinen tıbbi kantaron türlerinin en popülerlerinden biri Hypericum perforatum. Bilerek toplanması gereken bir bitki. Etki mekanizmaları farklı olabilir, Türkiye’de yetişen türlerden 48’i endemik, üzerinde çalışılmamış türler var vb. Peki yanına yaklaşmayı denememeli miyiz, bilakis, hiçbir şeyi uzmanlara bırakmayalım, yaklaşalım, toplayalım. Faydası bir kenara yabana çıkıp kantaron toplamanın kendisi bile başlı başına şiir zaten. Ama sabır gösterelim, öğrenmek için.

Bu özellikler sadece ideal bir sarı kantaronu tarif ediyor, yabanda gördüğümüz tüm sarı kantaronlar tarif edilen özellikleri birebir sergilemeyebilir. Bu acemilik de bilgisine güvendiğimiz birinin peşine takılarak, tohumunu edinip ekerek veya kantaron sevdasına kapılıp 96 türü görmeyi deneyerek aşılabilir, neden olmasın?

Yukarıya kaydır