tırmık timi

İklim krizi, iklimin kendiliğinden bir krize girmesi değildir. Sorumluluklarımızla, bağlarımızla, ilgilerimizle doğrudan alakalıdır. İklim krizi dediğimde sistemleri, yöneticileri, sermayeyi de içine alan ancak rızalarımızla bizim de sorumluluk sahibi olduğumuz bir örgütlenmenin yol açtığı sorunlardan bahsediyorum. Tabii temsil hakkı olan, insandan sayılan şanslı bir azınlıkta isek. Neden bir sabotaj kadar ciddiye alınmıyor bilemiyorum. Halbuki bizatihi sabotajın alası. Hem bizi bu krize taşıyan hem de bu krizden nemalanan şirketler devletler topluğundan daha ala sabotajcı düşünebiliyor musunuz? Ancak şirketler, devletler de insanların çalıştığı, karar aldığı, uyguladığı, yürüttüğü yönetim mekanizmalarıdır. İnsanların oluşmayan bir devlet veya şirket henüz icat edilmedi.

Şu anda bu birbirinden ayırmanın zor olduğu iki yapıdan gayrı bir suçlu aramak, dezavantajlı kesimleri açık veya örtük hedef haline getirmek, linç için fırsat kollayanların kazanına bilir bilmez veya bilir ama umursamaz odun taşımak herhangi bir yerinden tutabileceğim anlayışlar değil. Ne iç mihrak, ne de dış mihrak söylemlerine kapılamayacak kadar kendimdeyim. Ayrıca halihazırda her yeri suç mahaline çevirmiş bir yöneticiler hatta geçmişin yöneticileri ve şimdinin muhalifleri topluluğundan yangının çıkış sebebini, neden böylesine yayıldığını ve durdurulamadığını öğrenebilmeyi umut da, talep de etmiyorum. Umudum başka yerde. Umudum elindeki pet şişeyle yangına su taşıyanda, hortumu omuzlayanlarda, tırmık timi kuranlarda, cam şişeleri toplayanlarda, bu yangını taşıdıkları sular ve yiyeceklerle serinletenlerde, ihtiyaç listelerine yetişmeye çalışanlarda, dert edip düşünenlerde, ince yerleri ezberlere sarılmadan kavramaya, anlamaya çalışanlarda.

Buradan nasıl çıkarız bilemiyorum ama bildiğim ormanların tekrar yeşereceği, içinde hayvanların yeniden koşturacağı. Korktuğum ise eğer ezberlerimizden vazgeçmez, zaten binbir düşmanlıkla dokunmuş kırılgan bağlarımız üzerinde tepinmeye devam edersek söndürülemeyecek bir yangını başlatacağımız gerçeği. Oysa böyle örnekler de var; https://yesilgazete.org/yanginda-orgutlulugun-basarisina-ornek-manavgat-ahmetler-koyu

Görsel bağlantısını verdiğim yazıdan alınmıştır.

Yukarıya kaydır