taklitçi

Gören de der ki yağmur bir ceza gibi yağıyor. Yol kenarlarındaki hendeklerde birikerek derelere özendi. Önüne kattığı plastik şişeler, sera naylonları, sigara paketleri, fide köpükleri ve çocuk bezlerinden bütün gayretiyle kurtulmaya çalışıyor. Kurak geçen 2 senenin öfkesine benziyor toplaşıp gürleyen bulutlar. Kuşlar tünedikleri yerlerde kanatlarındaki ıslaklıktan kurtulmaya çalışırken bir yandan söyleniyor.

Bir köşede de önceki sene bir kuytuya ektiğim Bit otları, toprağın altında 2 sene beklemenin sabırsızlığıyla patlıyor. Tohumunu yaz ortasında kenarlara, köşelere gömmüştüm. Yani bitkiyi kendi haline bıraksan tohumlar toprağa ne zaman düşecekse o zaman düştü. Tek ekim zamanı ilkbahar ve sonbahar değil. Ekim için ben de bu zamanları önersem de aslında bahçede yaptığım bitki kuruduktan sonra onu sallayacak ilk rüzgarı, artık suyu çekilmiş kırılgan dallarına çarpıp dalı kıracak ilk hayvanı veya meyvenin kanatlarını açtıracak şiddetli bir doluyu taklit etmek.

Yukarıya kaydır