insanın parmağı

Bir çocuk bahçeyi gezelim diyor. Anaokuluna gidiyor ama okumayı çözmüş. Ben onu henüz dillenmediği zamanlarda tanıdım. Kendinden büyük şifanların arasında pırıl pırıl gözlerle bakıyordu dünyaya. Ağaçtan bir tane şeftali koparıp uzatıyorum ona. Bunun içinde kurt var diyor. Olsun diyorum kurtlu yerini yeme ama geri kalanını yiyebilirsin. Hatta biz çocukken yediğimiz her şey kurtluydu diyorum. Öyle yerdik. Ne kiraza, ne vişneye, ne şeftaliye, ne elmaya bakmadan. Güvenmiyor söylediğime. Atıyor elindeki şeftaliyi.

Oysa ne büyülüydü elmanın içinden kurt çıkması. Saatlerce ne yapacağını izler ve böylelikle elmadan yuvasıyla, bizim yuvamız arasında belli belirsiz bir ilişki sezerdik. Bir kurda göre çok büyük oluşumuz büyülerdi sonra. Kurdun gözü olur öyle bakardık kendimize. Acaba bizden çok büyük olan ana babalarımızın bakışı da böyle miydi? Dünyadan yuvasında bir kurtçuk yürümeyi, konuşmayı öğreniyor ama gülmeyi zaten biliyor.

Son 3 sene bahçeyi küçük salyangozlar basmış tam bu zamanlar bitkileri boydan boya sararak her birini salyangoz anıtına çeviriyordu. Öyle bitmeyen bir kış geldi ki bitti salyangoz. Köpük böceğinin, çekirgenin fazlası da öyle. Bahar başında bir erik ağacının iki dalına bit musallat olmuş kemiriyordu özünü inceden. Önce yağmurlar, sonra rüzgarlar geldi gitti bit. Denilen o ki zaten buranın yerlisi olan ve bahardan yaza geçerken bahçeleri basan bir güve kelebeği yeni keşfetti bizim bahçeyi ve gitmedi daha.

Elmanın içinden kurt çıkınca büyülenen çocuklar ya kalmadığı ya azaldığı için bu bahçeye hobi bahçesi ya da meyvesini satmadığı için tasasız bahçe diyebiliyorlar. Hemen her düşünce bu sayede “Hızla artan dünya nüfusu, her geçen gün gıdaya olan talebi artırmaktadır.”* diye başlayabiliyor. Ne kurt, ne şeftali, ne ben kanıyoruz buna.

Ne yazık ki yaprakların üzerinde gördüğümüz tırtılların veya meyvenin içindeki kurtların büyüdüğünde bambaşka formlara sahip canlılar olacağını çok azımız biliyor. Oysa bu canlılar dönüşüm geçirir. Elmanın içindeki kurdun neye dönüştüğü ve neden elmanın içinde olduğuna dair sorularımız, merağımız nerede? Çoğu kez bunlara cevabı bulunmuş sorular olarak bakıyoruz ama verilmiş cevapların zehirli olduğunu unutuyoruz. Bahçeye şöyle bir bakıp geçmek onunla ilgili o kadar yüzeysel bir fikir verir ki insana. Şu haliyle yanından geçilip gidilirken görülmüş “çok güzel” çiçekler de, ulu ağaçlar da boşlukta yüzer. En az çok güzel çiçek kadar, ulu ağaç kadar yerlisi, yaşayanı olmadan bahçe hakkında söylenmiş tüm sözler ölüdür.

Meyve kurtları meyvelerin içine güve kelebekleri, sinekler, kınkanatlılar gibi böceklerin yumurta bırakması sonucu gelişen larvalardır. Elmaya yumurta bırakan sinek veya güvenin erişkin olduğunda bürüneceği haller; (Görsel kaynağı; Wikipedia)

Örneğin elma kurtlarından biri erişkin olduğunda sineğe dönüşür (Rhagoletis pomonella). Alıç bitkisi üzerinde yaşayan ve tüm hayat döngüsü bu ağaçlara bağlı olan bir sinekken alıcın yakın akrabası olan elmaları evcilleştirmemiz üzerine bir bölümü elmalardan beslenecek şekilde evrimleşmiştir. Yaklaşık 150 yıl önce Kuzey Amerika’ya gerçekleşen bu dönüşümü elma ağaçlarını bölgeye taşıyan Avrupalılara borçluyuz. Kuzey Amerika’da artık iki farklı grup sinek yaşıyor; alıçtan ve elmadan beslenenler. Elma meyveleri alıç meyvelerinden yaklaşık 1 ay önce olgunlaştığı için iki grubun sinekleri farklı zamanlarda ortaya çıkıyor bu da birbirleriyle çiftleşmelerini engellediğinden giderek türleştikleri anlamına geliyor, hatta onları iki farklı tür olarak kabul eden bilim insanları da var.

Elma iç kurdu olarak bildiğimiz kurtlar ise büyüdüklerinde birer güve kelebeğine dönüşür (Cydia pomonella). Bu toprakların yerlisi olduğu düşünülür ve belki de konukçu oldukları elma armut, ceviz, kestane ve kayısı türleriyle birlikte dünyaya yayılmışlardır. En çalışkan tohum yayıcı insanın parmağını hiç küçümsememek gerek.

Meyveler de çeşitli korunma mekanizmalarıyla bu güvelere direnmeyi öğrenmiştir; meyve kabuğunun kalınlaşması, taş hücrelerin kullanılması vb. Güve tırtıllarının ölümlerinin yaklaşık %80’inden sorumlu olan ise kuşlardır. Ya sinekler? Azıklarını korumayı bilmeyecekler mi ya, eğer onlarla paylaşıyorsan. Hepsi hem koruyucudur hem iştahla yiyici.

Sürekli farklılaşan, değişen, dönüşen bir sürecin oyuncularıyız biz de. Meyve sevgimizin yaptığı işlere bak. Ve doğadaki milyonlarca canlının nasıl birbiriyle hemhal olmak için çeşit çeşit yol bulduğuna, bulacağına. Elindeki zehiri yere bırak artık ve kurttan arta kalanı sev.

*Baba akım tarım, gıda politikaları, tarım zehirleri veya genetiği değiştirilmiş yiyeceklerle ilgili yazılara bakmak yeterli bunun için. Kurdun elmanın içinde olmaması gerektiği ile ilgili hepsi. Nüfus artışı, örneğin tarım zehirleri ve GDY kullanımının kabul gören gerekçesi oluyor. Oysa dünyada üretilen gıdanın %40’ı çöpe gidiyor.

Kaynaklar;

https://en.wikipedia.org/wiki/Apple_maggot
https://www.cabi.org/isc/datasheet/47060

https://en.wikipedia.org/wiki/Codling_moth

Yukarıya kaydır