İçin dışa taştığı. Bahara aldanan her ağacı anlıyorum, kendimden bildiğimden. İçimin nehirleri önüne çıkan her bendi yıkmaya istekli, taşkın hazırlığı yapıyor. Ağaçlar nasıl dursun da yürümesin, dalına, çiçeğine? Hava daha buz gibi. Rüzgarlar da bırakmadı kendi halimize. Yine de bu debdebeye bir an önce katılmanın çoşkusu temkinliliği arkada bırakıyor. O orada kendinden emin “ben sana söylemiştim” demenin hayalini kursun biz çavlanlara özendik bile.
Geçen sene tohumlarını bulup ‘bu ne olabilir acaba’, diye sormuştum. Sonra Şakayık, diğer adıyla Ayı gülü olduğuna kanaat getirmiştik. Gülünü görmedim daha, güle vakit var. Ne zaman tanışabileceğimiz belli ama yerimde duramıyorum ki. O da durmamış, başlamış taşmaya ilk yapraklarından. Kermes meşelerinin altında güneşi ince bir aralıktan görerek, gülünün hayalini kuruyor.
Haydi gel, benimle ol, oturup yıldızlardan
bakalım dünyadaki neslimize.
Ne olursun.
Güncelleme: Şakayık tohumlarını görmenin hevesiyle çok aceleci bir tahmin yürütmüşüm. Oysa yaprakların Kaplan otu (Doronicum orientale) bitkisine ait oldukları anlaşıldı.