Karakına otu (Plumbago europaea) Türkiye’nin hemen yer yerinde görebileceğimiz Kardikenigiller’den, yaklaşık 1 metre kadar büyüyebilen çok yıllık, çok dallı, dal tepeleri mor, kırmızı çiçeklere sahip bir bitki. “Kurşun otu, kuduzotu, dişotu, sıtmaotu, döven otu, sergil” adlarıyla da biliniyor. Deniz seviyesinden 1900 rakıma kadar görülebiliyor. Plumbago cinsinin Türkiye’de doğal yayılışı olan tek üyesi olduğu için onu tanımak çok kolay. Karakına çok bilinmese de cinsin başka bir üyesi olan Güney Afrika’ya özgü mavi yasemin (Plumbago auriculata) bir zamanlar bahçeleri süslerdi. Mavi yasemin unutuldu mu derken Tarsus’ta bir bahçede karşılaşınca göz açıp kapayıncaya kadar çocukluğuma dönmüştüm. Kızlar apartmanın bahçesinde toplanmış lastik oynuyor. Oynamayı beceremeyenler mavi yaseminin bir köşesine çekilmiş acaba tekrar denesem mi diye düşünüyor. Herkesin arasında en az bir metre mesafe var. Belli ki lastik oynayamamak edilecek bütün sözlere galebe çalmış. Çiçeklerinden biri yere düşüyor. Elime alıp evirip çeviriyorum. O zaman adı mavi yasemin değil daha. Neyse ki bir bahçedeyiz, bir oyuna dahil olamazsan başka oyunlar var; çiçeklerin, ağaçların da katılabildiği.
Cins adı olan “plumbago”, Latince “kurşun” anlamına geliyor. Bir görüşe göre bitkinin çiçek rengine, diğerine göre kurşun zehirlenmelerinde kullanılmasına atıf yapar. Halk hekimliğinde illtihap, ödem ve uyuz için kullanılmıştır. Bitkinin tamamı doğal boyamacılıkta halı, kilim renklendirmek için geleneksel kullanıma sahiptir. Karakına adını bu yüzden almış olsa gerek. Mordanlı ve mordansız olarak bitkiden yeşil, sarı, kırmızı, kahverengi tonları elde edilebilir. Boyama için bitkinin tümü, özellikle yaprak ve kökleri kullanılır.
Sebebi tam olarak bilinmemekle birlikte çiçeklerini saran kıllı taç yapraklardan salgılanan yapışkan bir sıvı ile böcekleri öldürdüğü düşünülüyor. Bu durumun tozlaşmaya yardımcı olmayan böcekleri uzak tutmak veya “protocarnivorous” yani böcekleri de besinine dahil eden bir beslenme biçimi olabileceği belirlitiliyor, etobur bitkilerde olduğu gibi. Onunla karşılaştığımızda üzerindeki benekli iparhan* kelebeği büyülenmiş bir şekilde duruyordu. Dürtmeme rağmen kıpırdamadı. Belki salgıladığı sıvı kelebekleri de etkiliyordur.
*Kanat üstünü göremedim, başka bir Melitaea türü de olabilir.