Şimdi Akdeniz’de bir yeşil, hem de yeni çiçek açıyor. Geçen seneden tanışıyoruz ama bir türlü gidip üzerine eğilememiştim. Aynı dönemde çiçek açtığı için andız otlarından biri olabileceğini düşünmüş, defteri kapatmıştım. Dün ziyaretine gittim, tahmin ettiğim gibi olsa olsa andız otu olabilirdi. Geldim aradım taradım yok. Yeni bir tür olabilir mi acaba diyeceğim ama çok geniş bir yayılışa sahip gibi görünüyor, birilerinin dikkatini çekmemiş olması çok zor. Andız otlarından (Inula sp.) ayrılıp başka bir cins olarak tanımlanan deli sarı ot imiş kahramanımız (Dittrichia graveolens).
Ziyaretine gittiğim kokusuydu. Kafur ağacına benzetmişler ama ben sanki senelerdir bildiğim bir kokuyla buluşuyorum. Benzetmeye kalksam damla sakızıyla, çam reçinesini bir tavada eritin ve koklayın derim. Bu koku aynı zamanda mezeki sakızı ve nergis mantarına çıkıyor. Hepsinde ortak olan bir şey var galiba. Nasıl çözeceğiz? Bitkilerdeki kimyasal bileşimlerin ülkeden ülkeye, hatta dağdan dağa değişebildiğinden bahsetmiştim. Deli sarı ot için de geçerli bu. Esansiyel yağının bileşimlerinin araştırıldığı bir çalışmada, Korsika, Yunanistan ve İran’dan alınan örnekler incelenmiş, ortak olan bileşikler şunlarmış; “bornyl acetate ve borneol” Beni oradan oraya gönderen kokunun sahibi sen misin?
Wikipedia’da denildiğine göre bornil asetat gıda katkı maddesi, lezzetlendirici ve koku maddesi olarak kullanılıyormuş. Aynı zamanda çam iğnelerinden elde edilen uçucu yağın da bileşeniymiş ve kokusunun da sorumlusu. Borneol ise genellikle Borneo kafuru (Dryobalanops aromatica) ve Ngai kafuru (Blumea balsamifera) bitkilerinden üretilen bir madde. Ayrıca bir kunduz türünün anal keselerinden de elde ediliyor ve parfümeri, kozmetik ve gıda sanayinde kullanılıyormuş (Castoreum). Bir kokunun kaynağını bulamadığımda yönümü kaybediyorum.
Ormanlarda, çayırlarda burnumuz önde otları iteleyerek gezerken kokuların kaynağına dair daha isabetli tahminlerde bulunabiliyor olmalıydık. Bu tahminler hafızamızı besliyor, yeni yönler çizmemize sebep oluyor, gerektiğinde bizi uyarıyordu. En eski miraslardan biri bu olsa gerek. Hayati bir şeydi kokunun kaynağını çözmek. Böyle bir sistemin içinde bir kokunun peşine düşmekse insanı ancak çıldırtabiliyor. Burnumuza kaynaklarını bulamadığımız kokular çalınıyor.
Bitkiyi küçük ve bol sarı çiçekleri, sivri ve reçineli yaprakları, tanımlayamasamda çok güzel olan kokusu ve yaz sonunda çiçek açmasıyla tanıyabilirsiniz. Tüm kıyı şeridinde doğal yayılışı bulunuyor.
Esansiyel yağı ve kullanımı hakkında bir yazı; https://bit.ly/31Oe8RA