Bir süredir yolunu beklediğim, kim olduğunu merak ettiğim güzelin çiçeğe durduğunu gördüm sonunda. Tam 5 yıl önce acımasız orman kesimi sonrası kışın dizimize kadar kar yağmış, karların erimesinin üzerine gelen baharda ortalığı çeşit çeşit ot sarmıştı. 5 senedir bu dağda geziyorum Livar otu’nu (Cerinthe minor) bir tek o vakit gördüm. Orman kesimiyle gün yüzü gören tohumlar kar örtüsünün altında bekleşmeye memnun mu oldular razı mı geldiler de, böyle bir şenlik oldu bilmiyorum. Daha nice ot yüzünü bir daha göstermedi.
Azıcık tohumundan alıp oraya buraya saçmıştım. Çıkmadı, ben de her bahar dolanırken cismini görmeye uğraştım, göremedikçe de bahar sonuna doğru üzülerek unuttum onu. Ertesi bahar tekrar. Şimdi burnumun dibinde görmeyeyim mi? Bu benim ektiğim tohum mu, kuşlar mı taşımış midesinde, karıncalar mı taşımış kollarında bilmiyorum. Artık sürecek tohumları. İlki dışında diğer fotoğraflar o ilk karşılaşmadan. Bitmeyecek hayretimle şaşkınım tabii ve fotoğraflar kötü. O günü çok iyi hatırlıyorum, bir çiçek fakirini, arka arkaya çiçeklerini göstererek dağıttı dünya.
Gevrek, mat yeşil renkli yaprakları, morumsu gövdesi ve kendine has çiçekleriyle tanıması kolay Livar otu’nu. Çiçek sapı ve korolla özelliklerine göre iki alttüre ayrılan bitki Türkiye’nin hemen her yerinde yetişiyor. İklime bağlı olarak tek yıllık veya çok yıllık olabiliyor. Erhan Tuzlacı’nın verdiği bilgilere göre Doğu Anadolu’da körpe bitkinin toprak üstü kısımlarıyla yemek yapılmakta. *
Çiçekler ve tohumlar olgunlaşınca hakkında yine söyleyeceklerim olur. Bülbül güle niçin şarkı söyler ki?
*Türkiye’nin Yabani Besin Bitkileri ve Ot Yemekleri