Burası yaylamtrak, normalde gündüzler sıcak, geceler serindir. Ancak bir süredir gündüzle gece sıcaklığı eşitlendi. Sıcaklarla başedemeyen hayvanlar açıktaki su borularını patlatmaya başladı. Bir kenarda da Gülhannaz (Althaea cannabina) çiçek açıyor. Diğer adlarıyla Hırra gömeci, Eşek Gömeci, Yabani gömeç. İnsan, ininin en serinine çekilerek, Gülhannaz bittiği toprağın yüzünü örten taşlar sayesinde kavrulmaktan kurtuluyor.
Ebegümecigiller’den Gülhannaz. Althaea cinsinden bir tek Althaea officinalis’in (Hatmi) yaprakları yenilebilir olarak kaydedilmiş. Tıbbi niteliklerinden faydalandığımız da odur. Gülhannaz’ın az ilerisinde Hatmi’de bitmişti ama seveni o kadar çoktu ki, ilk çiçeğini görmemle birlikte yokolması bir oldu. Aynı cinsin iki üyesinden birinin önünde böcekler sıraya dururken diğerinin en azından sağ salim mevsimi tamamlaması garip. Belki Kermes meşesinin duldasında, kokusu başka kokulara karışıp görünmez olmuştur.
Yeterli tohum yok, şu dağda iki tane Gülhannaz’ımız var. Geri kalanını keçiler yiyor olmalı. Neyse ki çok yıllıklar. Bahar sonunda görünmeye başlayıp Eylül sonunda kuruyorlar. Tam da bu sıralar, İstanbul, Amasya, Ankara, Antalya, Çanakkale, Erzurum, Hatay, Mersin, Kütahya’da kıra doğru yürürken görülebilirler. Belki görenin gecesi serindir, tohumunu alır, bahçesine eker de, Gülhannaz’ı serinletir. Hatmiye benzer ama Hatmi’nin çiçekleri pembemsi beyazken, Gülhannaz’ın pembedir. Hatta taç yaprakların ortası daha koyu pembedir. Yakınlaşıp yaprağına bakınca tanımak kolaylaşır. Üst yapraklar loblu ve kenarları tırtıklıdır. Tohumları da farklıdır. Hatmi tohumu düz iken, Gülhannaz tohumunun kenarları tıktıklıdır. Tür adı “canabina”, yaprakların Kenevir’e (Canabis sp.) benzemesine atıftır. Boyu 2 metreye kadar uzayabilir. Zengin, nemli toprağı ve güneşi sever. Yüzyıllardır burada yaşıyor ama belki ilk kez sevdiği güneş, sevmediği kadar yakıyor onu. İnsan gecelerin niye serinlemediğini biliyor, Gülhannaz bilmiyor.