Baharın, baharım. 12 ay bahar olsa esnaf olsam batarım, memur olsam istifa ederim, olmadı kendimi sürdürürüm bir bağa, bahçeye yakın. İşçi olsam işten atarlar, ki attılar da, laf aramızda bahar üç ay sürse de yetiyor. Yönetici olsam? Ihhh olamam ki.
Bu masa başında oturabilmeler, tebdili kıyafet süzülebilmeler, allar verler, kârlar zararlar, arabalar, asfalt yollar, kalkınmalar, ilerlemeler hep baharı bilmemekten, umursamamaktan. Düşünüyorum da çocuklar bile bahardan kaçmak için kullanılıyor. Ve bahar arkada kaldıkça soluyor çocuklar da. Suyu çekilen, damarları kuruyan bir ağaç gibi soluyorlar. Dünya doyurmuyor gözlerini, görünmez oluyor.
4 yaşına girdi erguvan. Tohumdan ekildi. Büyüdü, dünyayı sevmeyi, layıkıyla yaşamayı iş edindi kendine. Üstünüze afiyet doymayı da biliyor. Üzerinde gök kubbe, kubbede kuşlar. Geceleri ishak kuşu ötüyor, uzakta bir ağacın gövdesini gagalıyor orman alaca ağaçkakanı, karatavuk elini uzatsa tutabileceği kadar yakın ve sevdalı bir akşam ötüşüne tutkun. Karşısındaki dutlar bütün meyvede. Kışı soğuk kompostu karıştırarak geçiren tilkilerin karnı doyacak bu yaz, e mi erguvan?
Bahçesindeki mamığın habire yavrulamasından yaka silken kuşburnu teyzesi bize bir vişne göndermişti. Anladık ki asıl enikleyen mamık değil vişne imiş. Çiçeği bol meyvesi az arıların ekmeği enikli vişne. Hadi kabul edelim ayva çiçekteyken vişneye de pek bakmıyorlar hani. Ve nasılsa bu sene hepsi aynı anda çiçekte. Nasılsa? Biri kovan mı bıraktı buraya hop. Ve vişne de komşu erguvana.
Erguvanın kökünde yabani fesleğen, kağıt çiçeği, aynı sefa büyüyor. Yanında leylak, kasımpatı, gelindöndüren, lavantin, süsen, kokar sedef otu, yabani pırasa, ayaklı şalba, katır tırnağı, erik. Hangi aklı evvel bunları yan yana dikti ki acaba?
Büyüyünce yapılacak en iyi işin dünyayı sevmek olduğundan emin duruyorken erguvan, bahar geçene, çiçekleri solana kadar eski yazıları kırpıp kırpıp yıldız yapabilirim. Bu bahar kaybettiği kışını bulmuş bir bahçe uyanıyor uykusundan. Kışın verdiği ıslak serinlik hâlâ hüküm sürüyorken doyana kadar bakmak düşüyor bana. Kış kışa hep benzese neler olurdu görmek için.
İlgili yazı;