Cevaplar çoğu zaman merakı öldürenler şeylerdir. Bir bitkinin peşine düşmek başka, suretini bir programa gösterip tanımak başka. İkincisi bitkinin katlanıp bir çekmeceye konmasına ve unutulmasına sebebiyet verebilir, çünkü artık cevap bulunmuştur, önümüzdeki bitkilere bakabiliriz. Diğeriyse sürekli aklınızda taşımanıza sebep olur. 7 senedir aklımda bu çalba türü. (Şimdilik Phlomis nissolii, diyelim) Bahçede bolca yetiştiğinden peşine düşmeyi de erteledim. Bu yaz çözmeye çalışacağım bilmecelerden.
Aklım bazı Phlomis tanılarını gördüğüm bitkiye uygun kılmaya çalışıyor, soruları seviyormuş gibi görünüyor ama aslında cevaplara tutunmaya alışık bir kurnaz o. Akademisyenlerin bu anlamda işi kolay, birçok bitki örneği görebiliyorlar. Arazilere yaptıkları geziler çoğunlukla toplum tarafından fonlanıyor. Çoğunlukla diyorum çünkü bu gezilerin maliyetini kendi cebinden karşılamak zorunda bırakılan akademisyenler de var ne yazık ki. Şimdilik olması gereken olabiliyormuş gibi davranırsak; keşke diyorum yurttaş bilginler de uydurulacak bir mekanizmayla desteklense.
Bugün amatör gözlemcilere verilen “yurttaş bilgin” adı aslında bir iade-i itibar sözcüğü. Bitkiler hakkında bilgilerimizi, kayıtlarımızı, insanın ezelinden bugüne taşların üzerinden seke seke bizi bulmuş bütün bilgileri henüz “botanik” bilimi bir uzmanlık alanı olarak var olmadan önce, bitkiler üzerine düşünmüş, onlar hakkında hikâyeler anlatmış, bitkileri kullanmış insanlara borçluyuz. Bir hikâye böyle çoğalır, devrini daim kılar, anlatıla anlatıla. Sayelerinde hâlâ bir ipin ucunu tutabiliyor, bitkilerden soyunmaya direnebiliyoruz. Örneğin bitki sistematiğinin babası sayılan Linne’nin bir papaz olan babası onu doğa yürüyüşlerine çıkarmasa, iki gözün derinindeki merak duygusunu beslemese bir Linne olur muydu ki? Kırlarda, yaylalarda, nenemin bahçesinde, bir parkta yürüdüğümüzde bitkilerin adlarını söyleyebilen insanlar büyülerdi beni. Çevrelerinde pervane olurdum. Bu ne, şu ne, peki ya bu? Nereden öğrendin? Belki de bilmeden o büyünün peşine düştüm.
Not: Son fotoğraf Phlomis türleri için önemli olan karakterleri gösteriyor. P. H. Davis’in Flora of Turkey kitabından bir çizim (7. cilt, sy. 107). İki tür çanak yaprak ve yaprakçık (brakteol) çizimi. Soldaki Phlomis nissolii çanak yaprağını, hemen yanındaki minicik çizim ise brakteolü gösteriyor. Phlomis türleri için özellikle çanak yaprak yapısına ve çanak üzerinde bulunan bazı türlerde büyük, bazı türlerde küçücük yaprakçıklara (brakteol) bakmak gerek. Tabii bitkiyle karşılaştığımda bu bilgiden habersizdim.