Bahardan sarhoş olmuş dolanıyorum bahçede. Böyle dolanırken bir gün kalbim dursun isterim. Tam bu saatlerde; güneş hovunu almış yavaş yavaş sönerken.
Bir parça biberiye koparıp atıyorum ağzıma. Yavaş yavaş çiğniyorum. Çok ezip acı suyunu çıkarmadan. Tohumdan yetiştirdiğim bir cevize ağ kuran örümceği izliyorum biraz, bir zeytinin üzerinde yürüyen küçücük bir örümcek görüyorum sonra. Benimle oyun oynuyor diye düşünürken içimden bir ses, “elbette oyun oynamıyor, korkuyor ve telaşlı” diyor. Belki işini bozuyorsun, diyor öbürü. Yine de oyun oynadığını düşünmekten yanayım.
Yemlikleri ezmemeye çalışıyorum bir yandan. Tohum taşıma işini abartmışım galiba. Bahçe yemlik doldu. Sabahları, yıldızlarını görmek için daha erken uyanmam lazım.
Sarmaşık biberiyenin üzerine konmuş bir fisto kelebeği çıkıyor karşıma. Çok uçucu bu kelebekler. Hemen kaçışıyorlar. Ancak leylağın üzerine konunca yakalamak mümkün oluyor. Nektarı sarhoş ediyordur belki. Bahar sarhoşu.
Lohusa otları üzerine bırakıyorlar yumurtalarını. Burada yetişen 3 türün de sadece bahar aylarında görülebilen çiçekleri var.