Bazen bitkiler ayrılık dağlarını aşamaz. Dağın öte yüzüne bir geçebilse orayı kendi evi gibi benimseyebilir oysa. İçinde tohum taşıyan kuşlar da aşamaz bazen bu dağları, kürklerine tohum yapışmış hayvanlar da. Rüzgâr da dağın yamacına döker tohumları. O zaman insanlara iş düşer. Böyle ne çok bitkiyi taşımışız.
Bilyalı kekiğin (Origanum onites) fidelerini Ege dağlarından indirip Burhaniye ovasına dikmiştim önce, sonra Tarsus’un bir köyüne geldiler, şimdi de Silifke’ye. Elbette arkalarında kardeşlerini bıraktılar. Onlar orada, bunlar burada memnun, üzerinde konaklayan her mahlukat da öyle. İlk sene 1, sonraki sene 2 çelik çoğaltayım derken, sardılar bahçeyi boylu boyunca. Bir de bu fideleri isteyene vermesi var ki; bir köşeye kendimi de ekmişim, dağın öte yüzünü görecekmişim gibi seviniyorum.
Şubat ayı boyunca ve mart ortasına kadar kekik, mercanköşk, adaçayı, biberiye, çoban çırası, zahter, lavanta, karabaş otu vb. bitkilerden çelik alınabilir. Odunsulaşmış dal verev bir şekilde kesilir ve uygun bir yere dikilir. Toprak nemini kaybettikçe sulanır. Tuttuktan sonra çok uzun kuraklık dönemleri hariç su istemezler. İstemedikleri gibi fazla sulamak içeriklerinin ve tadlarının olumsuz yönde değişmesine neden olur.
Bilyalı kekiği bahçeye ektiğimde iyi bir iş yaptığımı düşünüyordum ama gelin görün ki Doğu Akdeniz’de doğal yayılışı zaten var. İnsana iş düşmesine gerek bile yokmuş. Peki onu yabanda gördüğümüzde nasıl tanıyabiliriz? Bunun için önce bilyalı kekiğin, -diğer adlarıyla ak kekik, arı kekiği, dağ kekiği, deli kekik ve daha nicesi- dahil olduğu mercanköşk cinsini (Origanum) tanımak gerekiyor; başağımsı sapsız çiçekler birleşik salkım (panicle) veya şemsiyemsi salkım (corymb) şeklinde dizilmiştir. Çiçek sapının tabanında bulunan yaprakçık (brakte) belirgindir, üst üstte bindirilmiştir. Brakte çanak yaprakları (kaliks) veya çevresel dizilmiş çiçekleri (vertikilaster) gizler.
Şemsiyemsi salkım; alt çiçeklerin sapları üsttekilere nazaran daha uzun olan, bu şekilde çiçekleri aynı düzlem üzerinde bulunan kısa eksenli salkımlara verdiğimiz ad. Bir bitkinin tanısını anlamaya çalışırken basitleştirilmiş çizimlere başvuruyorum. Görselleştirme anlamayı çok kolaylaştırıyor. Kavramları göstermek için Asuman Baytop’un Botanik Kılavuzu çalışmasına başvurabiliriz; (Açıklamalar görsellerin altında yazıyor.)
Origanumlarda ortaklaştırabileceğimiz bir karakter ne yazık ki yok. Türlere göre bakılması gereken karakter özellikleri farklılaşıyor. Bilyalı kekik ise diğer türlerden şemsiyemsi salkım(corymb) şeklindeki çiçekleri, genellikle tırtıklı yaprakları, bitkinin kıllı, yaprak altında damarların belirgin olması gibi öne çıkarabileceğimiz özellikleriyle ayrılıyor. Tabii diğer özelliklerini de es geçmemeliyiz.* Origanum türleri arasında dikkatli bakamazsak Origanum onites’le karıştırabileceğimiz kimi yerlerde aynı coğrafyayı paylaştığı Origanum majorana ve Origanum syriacum türleri de yaşıyor. Ancak onlarda çiçek durumu birleşik salkım (panicle) şeklinde. **
Bitki üzerinden sağlamamızı yaparsak;
Anlayabilmek için sınıflandırmalara mahkum olan bir düşünce dizgemiz var. Ancak doğa mütemadiyen bu sınıflandırma çabalarıyla dalga geçmeye devam ediyor. Bilyalı kekik, bilyalı kekik olduğunu bilmiyor mesela. Ve origanum türlerinde melezleşme de görülüyor. Türkiye’de yaşayan kaydedilmiş 6 melez türümüz var. Dolayısıyla son nokta yok. Sürekli bir devinim var. Hani neredeyse bir çiçeği daha önce hiç görmemiş birine anlatmak için kuma bir çizim yapıyoruz. Dalga gelip çizimi siliyor.
Henüz kendiliğinden yetişen bir bireye rastlamamamı ise neye yorabilirim bilmiyorum. Belki bu bölgede de yoğun olarak toplanan kekik türlerinden biriydi bir zamanlar.
Bahçeye ektiğim bitki ise büyüdü, kocaman oldu. Bir kaynakta ideal koşullarda 5 yıl yaşar denilse de 8 yaşına girdi. Maksimum yaşam süresini henüz bilmesem de örneğin tıbbi adaçayı için 10 yıl deniyor. Birçok tıbbi ve ıtri bitki gibi bir kere ekildikten sonra hemen her yıl bir yandan çoğaltılması gereken bitkilerden biri. Tabii bahçıvanlıktan bahsediyorum, kekik tarlası yapmaktan değil. Tarlaya zaten hazır ve aynı yaşta fideler ekiliyor. Ama bahçıvanların böyle hazır çözümlerle kaybedecek zamanı yoktur.
Zahter, kılçık kekiği gibi tohumlar kendiliğinden çimlenmiyor. Daha doğrusu elbette çimleniyorlardır ama bellli ki seçici bir tohum, uygun koşulları bekliyor. Bu yüzden çelikten çoğaltma yapmak gerekiyor. Hiç tohumdan ekmeyi denemesem de kendiliğinden bitmesi beklenmeden tohumdan da ekilebilir. Bir kaynakta tohumların ilkbahar başında örtü toprağı olmadan ekilmesi önerilmiş.
Bilyalı kekik insanın da şifası. Büyük bir bölümü çiçeklendikten sonra*** yani tam bu zamanlarda derilen çiçekli, yapraklı dallar gölge ve havadar yerlerde kurutularak bitki çayı veya baharat olarak kullanılıyor. Her yerin sevilen bir kekiği var ve o kekik sevildiği yörede yetişen başka bir şeye çok yakışıyor. Örneğin burada yüzüne bakılmayan ama Ege’de değeri bilinen bilyalı kekik limonla birlikte zeytine çok yakışıyor. Hem rahiya versin hem de bozulmalarını önlesin diye incir ve armut bandırmasına katılıyor. Toplayabilene aşk olsun, başları kelebek ve böcek dolu. Bu bahçede adları kekik sebili oldu. Artık toplanmıyorlar çünkü.
Fark ettim ki geçmiş tarihli yazılara göre bitkilerin şifasından daha az bahsediyorum. Şifalı olmadıklarından değil. Tıpla olan sorunlarım kimi yazılara yeterince konu oldu ancak salgın dönemi alternatif sağlık anlayışlarına, yöntemlerine olan düşüncelerimi de değiştirdi. Bitkiler bu dönemde çok fazla suistimal edilmekle kalmadı, bir halk sağlığı sorunu üzerine konuşulamadı bile. Aynı zamanda salgın süreci zaten baştan beri yüzeysel bir yaklaşım olarak gördüğüm faydacılıkla olan bağımı tamamen koparmama yaradı. Benim şifam, bitkilerin var olmalarıyla, salt varlıklarının bir değer taşımasıyla ilgili. Önce bahçeye bak. Bir kıracı alıp bahçeye çevirdi onlar. Konaklayanın sayısının bilinmediği bir bahçeye. Sonra kelebeklere, arılara bak. Bahçenin merhemi benim de merhemimdi.
Mercanköşk türleri özellikle küçük kelebeklerin besini. Minik sevbeni, orman zıpzıpı, küçük zıpzıp perisi çiçekli olduğu dönem boyunca başından ayrılmıyor. Gözlemleyebildiğim diğer ziyaretçileri ise güve kelebekleri, bakla zınnı, uçurtma böceği ve adını bilmediğim türlü tevir böcek. Aynı zamanda yaban arıları dallarına yuva yapmayı seviyor. (Haziran 2022)
*Origanum cinsi ile ilgili bilgiler ve tür anahtarı temel eserin 7. cildinde bulunuyor. Kaynak internette pdf olarak mevcut. (Flora of Turkey) veya Türkiye Bitkileri sitesini ziyaret edebilirsiniz. Eserde diğer origanum türlerinin çiçek durumu için genellikle ölçü verilmiş.
**Bu çalışmada O. majorana ve O.syriacum için ayrıntılı çizimler yer alıyor; https://www.researchgate.net/figure/O-syriacum-ssp-bevanii-ISTE-81703-A-general-view-B-stems-C-bracts-D-flower_fig9_319349747
*** Okuduğum kaynaklarda açık tanımla 3’te 1’i çiçeklendikten sonra deniyor. Ancak sosyal medyada Şaduman Karaca’nın yaptığı düzeltmeye göre ilk beyaz çiçekler görünür görünmez hasadı yapılmalıymış. Düzeltme için teşekkürler. Bu arada eğer derilirse henüz çiçek yapmamış dalların çiçekleri arkadan geliyor ama başındaki ilk çiçeklere göre oldukça az oluyor.