Balık ağzı‘na geldi sıra. Sarı, kırmızı ve pembe. Aslan ağzı diye de tanınır. (Antirrhinum majus) Vatandaşlarımızdan biri. Ama daha önce hiç tohum keselerinin nasıl koktuğuna bakmamıştım. Gevrek bir koku, aşık türkülerine benziyor. Tütsüsü var mı, yoksa olmalı.
Diken otu’nu (Asteriscus spinosus) bahçeye taşımaya niyet edip, tohumlarını aldım. Merak ediyorum ekmek isteyen olur mu acaba? Hem Balık ağzı hem de Diken otu için geleneksel kullanıma dair raporlar var. İkisi de iltihap durumlarında kullanılıyormuş. Balık ağzı’nın kafa iskeletine benzeyen tohum keseleri böcek dolu bir de. Faydadan sayılır mı ki?
Boş bir kağıda nokta koyun, işte o Mercanköşk tohumu (Origanum vulgare). Buradaki yerel söyleyiş yüzünden kafamı karıştıran Mercanköşk bilmecesi çözüldü, tüm düğümler nasıl çözülürse öyle. Benim Ege’den aldığım O. vulgare iken, burada doğal yayılışı bulunan O. majorona imiş. Böylece mercanköşk zengini oldum, çünkü ikisinin de kokusu, tadı, katlıyor insanı. Tohumu ayıklamak zahmetli. Bir elek yardımıyla kabasını bir kenara ayırdım, geriye yüzlerce tohum ve mercanköşk tozu kaldı. Tohum keselerini ezdikçe, salladıkça çıkan koku, sabah, üzümleri tırtıklayan kuş gibi, pır pır.