mavi bir ışık

Bitki gruplarında fotoğraflarını görüp bir gün karşılaşmayı umuyordum acı baklayla. 0-500 rakımları arasında yetiştiği için bizim buralara uğramıyor. Sonunda dün şehre inerken bir evle yol arasında kalmış küçücük bir toprak parçasında rastladım.

Dışarı çıkma niyetim ne olursa olsun gözlerim bitkileri tarıyor. Önce mavi bir ışık demeti gördüm, pırıl pırıl parlayan. Ancak tellerle çevrili olduğu için giremeyeceğim bir arazideydi. Neydi acaba diye düşünürken arkadaşları önüme serildi. Çok kısa bir çiçeklenme süresi var ve baharın ayak sesleri duyulma başlar başlamaz yüzlerini gösteriyorlar. Türkiye’de 6 acı bakla (Lupinus sp.) türünün doğal yayılışı bulunuyor. Bizimki gavur baklası (Lupinus pilosus). Cins adı olan “Lupinus”, huyu kurtlara benzetildiği için verilmiş (kurtların cins adı Lupus). Bu cins adının verilmesinin sebebiyle ilgili farklı görüşler var. Hepsini ve bitkinin özelliklerini birleştirerek iştahla toprağı örtmesine bağladım ben. Tür adı olan “pilosus” ise tüy örtüsüne gönderme yapıyor. Acı bakla türlerinden, diğer özellikleri yanında; tüy örtüsü, geniş yaprakları, çanak yaprakların üst dudağının iki parca, alt dudağın kenarında küçük çıkıntılarla 3, bazen de tek parça olabilmesiyle ayrılıyor.

Süs bitkisi olarak da ekilebilen tek yıllık bir baklagil. Toprak verimliliğini artırıyor, yeşil gübre olarak kullanılabiliyor, istenmeyen otların çıkışını engelleyecek kadar da erkenci. Tohumların hayvanlar için zehirli olması -çok miktarda tüketildiğinde- ve ağırlıkları sebebiyle rüzgârla da taşınamaması, mavi bir halı gibi açmalarına sebep oluyor. Ayrıca tohumlar insanlar için de zehirli ancak bazı Lupinus türü tohumları -alkaloit oranı az olanlar- çeşitli işlemlerden geçirilerek besin olarak ve tıbbi amaçla kullanılıyor. Yine de dikkatli olmakta fayda var, kimilerinde alerjik tepkilere de sebep olabilir.

Bitki aşağıdan yukarıya doğru çiçek açıyor. Geçmek üzere olan çiçekler pembe-mor bir lekeye sahipken taze çiçekler beyaz lekelere sahipti. Bu renk değişikliğinin tozlaşmaya bağlı olabileceği düşünülüyor. Pembe çiçekler, tozlayıcı böceklere, burada aradığın şey yok, bir üst katta şansını dene diyorlar.

Karşılaştığım bölgenin yakınlarında, korunduğunu tahmin ettiğim makilik bir alan var. Dağda gördüğüm en büyük sandal ağaçları, en gümrah defneler orada. Sebebini merak etmedim değil, sanırım defne yetiştirme veya koruma alanı. Burada daha geniş bir topluluğa rastlama şansım olabilir. Dünden beri eve gelemedim, ruhum oralarda geziyor.

Yukarıya kaydır