Tohumların hamisi (9)

Peki ne ekiyoruz?

Tarım ve Orman Bakanı Pakdemirli’nin 2020 yılında TİGEM Tohum Bayileri toplantısında verdiği bilgilere göre; “Türkiye F1 Hibrit Sebze Çeşitlerinin Geliştirilmesi ve tohumluk Üretiminde Kamu-Özel Sektör İşbirliği Projesi” ile yerli hibrit sebze çeşitlerinin kullanım oranı, son 18 yılda %10’dan %60’a çıkarılmıştır.”1 Yine başka bir kaynakta; “yerli hibrit çeşitler pazarın %65-70’ini karşılarken, geri kalan oranın ise yabancı firmaların çeşitlerinden oluştuğu” bilgisi verilmektedir.2

TÜRKTOB’un verdiği bilgilere göre ise; tohum alanındaki firmaların %93’ ü yerli sermayeli, %3’ü yerli-yabancı ortaklığı, %4’ü de yabancı sermayeli. Buna rağmen pazar payına bakıldığında yerli sermayeli firmaların pazar payı %51, yerli-yabancı ortaklı firmaların %19, yabancı sermayeli firmaların payının ise %303 olduğu görülmektedir.

Yaygın ve gereksiz bir biçimde iddia edildiği gibi tohumda İsrail’e bağlı olmasak da 1990’lı yılların başından itibaren domates tohumunda kısa bir bağımlılık süreci oldu denilebilir. Ancak bu bağımlılık 2000’li yıllardan itibaren yerini başka bağımlılıklara terk etti. Örneğin 2020’de teyit.org’un konuyla ilgili hazırladığı dosyada Rusya’dan domates tohumu dahil olmak üzere çok daha fazla tohum ithal ettiğimiz belirtiliyor.4 Aziz Şatana; Rusya’yla birlikte “Bulgaristan, Romanya, Polonya, Ukrayna, Sırbistan tamamen ucuz tohum ithal edebildiğimiz ülkeler”5 olduğunu söylüyor. Benzer şekilde TÜRKTOB 2020 yılı itibariyle ithal ettiğimiz tohumların sadece %6,5’unu İsrail’den aldığımızı aktarıyor. Bu da 177,3 milyon dolarlık ithalatın 11,53 milyon dolarlık kısmına tekabül ediyor. İsrail’den ithal edilen tohumların önemli bir kısmının da İsrail’e ihraç edilen domates üretiminde kullanıldığı belirtilmiş.6

Kısacası tohum ve diğer tarımsal girdi piyasalarındaki tekelleşme eğilimi düşünüldüğünde tohumlarımızın geleceğini milli veya yabancı sermayeyle birlikte devletin genetik ve kültürel mirasımızı koruma konusundaki hassasiyetlerine teslim etmiş oluyoruz. Açık olan bir şey varsa o da yerel tohumlar konusunda milli sermaye ve devletin, yabancı sermayeyle aynı duyarsızlığı paylaştığı, hatta konumlarını bu duyarsızlık sayesinde koruyabildikleridir. Önemli olan şirketlerin milliyeti değil, tohum konusunda geliştirilen politikalar ve uygulamalardır.

“… sermayedarın milliyeti ne olursa olsun, hepsi de köylüye getirilen yasaklarda anlaşıyorlardı. (…) İsrail’den ithal edilen tohumun sahibi Fransız şirketi olabiliyor. Benzer şekilde Türkiye’den ihraç edilen tohum da Amerikan şirketine ait olabiliyor.”7

Devletin güvenli elleri yerel tohumları koruyabilir mi?

1. Yerel Tohum Buluşması, 31 Mart 2017. Kaynak: Tarım ve Orman Bakanlığı, https://bit.ly/3TkDws4

2017’de, Tarım ve Orman Bakanlığı’nın gerçekleştirdiği 1. Yerel Tohum Buluşması’na katılan Emine Erdoğan, “Gıda konusu küresel kapitalizm elinde bir silaha dönüşmüştür. Tarımsal verimliliğin ancak kimyasallarla mümkün olduğu iddialarına karşın, dünyada gıda kıtlığından çok gıdaya erişim sorunu vardır,” dediği sıralarda Türkiye’de 6,3 milyon ton olan kimyasal gübre tüketiminin %85`i ithal edilmiş, AKP iktidarı boyunca gübre destekleri verilmiş, gübrede KDV kaldırılmıştı (TAGEM, 2018). Özkaya’nın verdiği bilgilere göre “Etkinlikte bir miktar da tohum dağıtıldı. Bir kısmının kimyasallarla boyanmış olduğu görüldü ki yerel tohumda bu işlem yapılmaz.”8

Bakanlığın sitesinde “Mirasımız Yerel Tohum” projesinin temellerinin bu buluşmayla atıldığı bildiğisi veriliyor. 2019 yılı sonu itibariyle toplanan tohumların 1131’e ulaştığı, farklı bitki türlerinde 42 çeşit’in TAGEM tarafından 2020 yılında tescile sunulmasının planlandığı anlatılıyor. Tohumların nasıl toplandığıyla ilgili haberleri taradığımızda şu bilgilere ulaşıyoruz; “Emine Erdoğan’ın 2017 yılında İzmir’de yapılan “Yerel Tohum Buluşmaları” ile temelini attığı çalışmalar, Samsun ve Şanlıurfa’da devam etti. Bu bölgelerde yıllardır yetiştirilen ürünleri gelecek kuşaklara aktarabilmek amacıyla halk ve çiftçiler ellerinde bulunan yadigar tohumları devletin güvenli ellerine teslim etti” 9

Hemen arkasından yine bir kamu kurumu olan TÜRKTOB 2020’de yaptığı bir çağrıyla “Yerel Çeşit/ Materyal Toplama Projesi” olan “Yerel Tohumun İzinde”10 projesini duyurarak devletin ciddiyetini bir kez daha gösterdi. Birliğin 2020 raporunda verilen bilgilere göre; “ Özel sektör tarafından geliştirilen toplam 6.399 çeşidin ise 1.961 adedi yerli, 4.438 adedi yabancı çeşittir. Görüleceği gibi özel sektör tarafından geliştirilen yerli çeşit sayısı düşüktür.”11 denmektedir. Sonuç olarak yerel çeşitleri ıslah edip sermayeye devretmek konusunda oldukça istekli olduklarını söyleyebiliriz.

Yerel tohumların satışının yasaklandığı Tohumculuk Kanunu’nun mimarı kurumların ilgisi, hatta Erdoğan’ın “küresel kapitalizm” karşıtlığı biraz da zevahiri kurtarma çabası olarak görünüyor. Belediyeler ve sivil inisiyatiflerce yürütülen faaliyetlerin ve defalarca düzenlenen tohum takas şenliklerinin varlığı kurumları en azından zorluyor.

Yerel Çeşitlerin Kayıt Altına Alınması, Üretilmesi ve Pazarlanmasına Dair Yönetmelik uyarınca yerel çeşit olarak tescil edilecek tohumun tescili için devlet katında yapılan işlemler;

İlk olarak yerel tohum materyalini elinde bulunduran gerçek ve tüzel kişiler, yerel tohumlukların örneğini (Tarım ve Orman Bakanlığı’nın) en yakın il veya ilçe müdürlüğüne ya da araştırma enstitüsüne teslim eder. Ön başvuru İl veya ilçe müdürlükleri ya da araştırma enstitüleri bu ön başvuruyu, elektronik veri giriş sistemlerine (EVGS) girer ve teslim alınan tohumluklar, TAGEM’in ilgili araştırma enstitüsüne gönderilerek değerlendirmeye alınır.

Araştırma enstitüsüne gönderilen yerel tohumlar burada çoğaltılır ve uzmanlarca uygun bulunanlar tescile sunulmak üzere gerekli gözlem ve işlemlere tabi tutulur.

Bu gözlem sonuçlarına göre en az bir özellik yönüyle farklı olduğu tespit edilen yerel çeşit adaylarını, tescil ettirmek amacıyla TAGEM tarafından BÜGEM’e bağlı TTSM’ye başvuru yapılır.

Kayıt altına alınan yerel çeşitlerin tohumlukları, menşe bölgesindeki Bakanlığın ilgili kuruluşu (TİGEM-BÜGEM) tarafından veya TAGEM ilgili araştırma enstitüsünce üretilip pazarlanır.12

Sonraki yazı

Önceki yazı

Not: 10 bölümden oluşan bu yazı “100 Sene 100 Nesne” adını taşıyan dijital ansiklopedi için üretilmiş, yazının özeti ansiklopedide yer almıştır.

Görsel: Tarım ve Orman Bakanlığı’nın Emine Erdoğan’ın himayesinde yürüttüğü ”Mirasımız Yerel Tohum” projesinden elde edilen ürünler marketlerde bu şekilde satıldı. Kaynak: Tarım ve Orman Bakanlığı, https://www.tarimorman.gov.tr/Sayfalar/Detay.aspx?SayfaId=57

KAYNAKÇA

1 GELİŞTİRİLEN 82 YERLİ TOHUM ÇEŞİDİ SEKTÖR KULLANIMINA SUNULDU, 2020. https://www.tarimorman.gov.tr/Haber/4706/Gelistirilen-82-Yerli-Tohum-Cesidi-Sektor-Kullanimina-Sunuldu
2“Sebzecilik sektörü ; dünü, bugünü ve geleceği” , Yanmaz, R., Balkaya, A., Akan, S., Kaymak, H.K., Sarıkamış, G., Türkiye Ziraat Mühendisliği IX. Teknik Kongresi. Sayfa 585-607, 2020
3“Kavramlar ve Verilerle Tohumculuk Sektörü”, TÜRKTOB, 2020, https://bit.ly/36VSpik
4 Tohum dosyası (I): Türkiye’de ithal tohum tartışmaları, Nida Dinçtürk, 2020. https://teyit.org/tohum-dosyasi-i-turkiyede-ithal-tohum-tartismalari
5 A.g.d.
6 “Kavramlar ve Verilerle Tohumculuk Sektörü”, TÜRKTOB, 2020, https://bit.ly/36VSpik
7 “Tohum Takas Şenlikleri Ve Tarımsal Biyoçeşitlilik”, Prof. Dr. Tayfun Özkaya, Apelasyon, Sayı:42. Mayıs 2017, https://apelasyon.com/yazi/42/tohum-takas-senlikleri-ve-tarimsal-biyocesitlilik
8 A.g.m.
9 Ata Tohumu ürünler marketlerde tüketiciyle buluşacak, 2019. https://www.haberler.com/guncel/ata-tohumu-urunler-marketlerde-tuketiciyle-12391100-haberi/
10 TÜRKİYE TOHUMCULAR BİRLİĞİ SOSYAL SORUMLULUK PROJESİ YEREL ÇEŞİT/ MATERYAL TOPLAMA PROJESİ, 2020. https://www.turktob.org.tr/tr/tohumun-izinde
11 “Kavramlar ve Verilerle Tohumculuk Sektörü”, TÜRKTOB, 2020, https://bit.ly/36VSpik
12 Tarım ve Orman Bakanlığı, Mirasımız Yerel Tohum/Yerel Tohum Yerel Tatlar, https://www.tarimorman.gov.tr/Sayfalar/Detay.aspx?SayfaId=57

Yukarıya kaydır
%d blogcu bunu beğendi: