körmen merhemi

“Şimdi evimizde yaşıyor olsaydık annem yaylalardan toplayacaktı, görse çok sevinir, biraz alabilir miyim?” Kendim yetiştirmediğim bir bitkinin soğanlarıyla birlikte sökülmesine ilk razı gelişim, Yabani pırasa diğer bir adıyla Körmen (Allium ampeloprasum) soğanlarını ilk görüşüm böyle oldu. Doğduğumdan beri bu ülkede geniş nefesler alabildiğimi hissettiğim, hayal gücünün tekrar insanları ele geçirmeye başladığı, düşmanlık dilinin birazcık müsamahaya, azıcık rahat bırakmaya dönüşebildiği barış süreci türlü tevir hileyle bozulduktan sonra Sur, Nusaybin Cizre başta olmak üzere doğuda yapılan askeri operasyonlar yüzünden binlerce kişi evini terk etmek zorunda kalmış bazıları Adana, Mersin’e yerleşmişti. Evini barkını, dağını, körmenini terk etmek zorunda bırakılanlardan birini kısa bir süre evimizde ağırlamıştık. Bitkinin çiçeklerini görünce  bir soğan türü olduğunu anlamıştım ama Körmen, misafirimizin deyişiyle Sirmuka asil* olduğunu böyle öğrendim.  Başka bir dağın körmeni kocaman, sancılı, cerahatli bir yaraya merhem olmak üzere sökülüp Adana’nın yolunu tuttu. Elinden ne geldi bilmiyorum. Bazı yaralara körmenler bile yetişemez.

O gün bugündür bu dağda Körmen yetiştiriyorum. Yetiştiriciliğini yapmak çok kolay. Soğan ve sabırlı olunursa soğancıklarından ekilebiliyor. Bahçe dışındakileri keçiler yediği için çoğu çiçek yapmaya fırsat bulamıyor. Mevsimi geçip de soğan yaprak yapmaktan vazgeçene kadar başındalar. Bahçede büyüyenlerin ise çiçeklerini görebiliyorum. Tohumdan ekmeyi denemedim ama birçok sitede tohumdan ekimlerin gayet başarılı olduğu bilgisi veriliyor. Yaban tohumlarında olduğu gibi sonbaharda ekimini yapmak yeterli.

Bizim kültür pırasamıza da başka kültür varyeteleri ile birlikte en yakın ortak ata Allium ampeloprasum’dur. Yaklaşık 10.000 bin yıl önce evcilleştirildiği düşünülen başka Allium türleri gibi evi Orta Asya’dan çıkıp dünyaya yayılmış. Bazı makalelerde soğan, pırasa gibi bitkilerin hastalıklara karşı çok dayanıksız olduğu,  yeni uyarlanımlar geliştiremediği söyleniyor. Bunu çok eskiden evcilleştirilmiş olmalarına bağlıyorlar. Belki de evcilleşme süreçlerine katılan yakın akrabalarıyla hiç tanışamadık.

Soğanlı bitkilerdir. Soğanları oval ya da küresel, dış örtüsü kül rengi, kağıt gibidir. Çok kolay dağılan birçok soğancığa sahiptir. Soğanlarını elimize alıp ufalamaya çalıştığımızda bile ana soğana yapışık durmakta ısrar eden soğancıklar da görebiliriz. Özellikle gelişmiş soğanlara sahip gövde oldukça uzun ve gösterişlidir. Yapraklar geniş ve düzdür. Çiçekler çok sayıda, çiçek sapları çiçek örtüsünden birkaç kat daha uzundur. İplikçikler çiçek örtüsünden dışarı taşar. Anterler mor veya sarıdır. Çiçek örtüsü fincan veya çan şeklinde, beyaz, mor, leylak renginde, orta damarlı veya damarsız olabilir.

Soğan, yaprak ve çiçekleri yenilebilir.  Genç bitkinin toprak üstü gövdesi hem pişmiş hem çiğ olarak yemeklere sarımsak tadı vermesi için eklenir. Eğer yapraklar toprak üstünden kesilerek alınırsa soğanlara hiçbir zarar vermeden bitkiden yararlanmak da mümkündür. Yapraklarının tavını almış bir sarımsağa göre daha yumuşak, sarımsakla soğan arası bir tadı var. Soğanının tadına bakmadığım için bu konuda laflayamıyorum.

Böcek ve otçulları savuşturmak için kullandıkları kimi kimyasallar (Bir diğer Allium üyesi olan soğanı kestiğimizde gözlerimizin yaşarmasına sebep olan bileşikler gibi) köpek ve kedilerde kırmızı kan hücrelerine zarar verir.

Arkadaş olduğum ve hâlâ birlikte yaşadığım ilk köpek olan Misket’e sebzeler ve kemik suyuyla özene bezene çorbalar hazırlarken onu da insan zannetme yanılgısına düşmüştüm. Severek yemesine rağmen sonra kusuyordu. Sorumlusunun o vakitler bahçede yetiştirdiğimiz ve elimizin altında bolca bulunan pırasa olduğunu ancak veterinere götürünce anlayabilmiştim.

*Umarım yanlış yazmamışımdır.

Not: Fotoğrafladığım soğanlar henüz genç ve ıslak oldukları için farklı görünüyor. Kuru ve daha büyük örneklerde soğanın saydığım karakteristik özelliklerini görebilmek daha mümkün oluyor.

Kaynak:
https://magazine.wsu.edu/web-extra/all-about-the-leeks

Yukarıya kaydır